İŞÇİLERCihan İşbaşı
İşçiler komünistler gibi ölüyor! Kötü niyetli ölüyor, rahat vermeden, gündemi işgal ederek, yavaş yavaş ölüyor!..
İşçiler, acı içinde, eğlencelerimizi bölerek, rakıyı, peyniri gırtlağımıza dizerek, namazımızın içine ederek ölüyor.
İşçiler kötü niyetli. Kindar, utandıran cesaretleri ve sus pus aileleriyle, canımızı sıkarak ve vicdanlara paslı iğrenç çakılarını sokarak, suda yanarak, yangında boğularak, türlü türlü yollar deneyerek ölüyor.
Oysa öğrenciler gibi ölmeliler; bir elleri daha havadayken, son haykırışlarının hemen yarısında, karlı bir okul yolunda yüzlerine asılı ifadeleri canlıyken daha. Bir arkadaşlarının kucağında soluk gözlerle yarına bakarken, tek tek çok ve her biri diğerini unutturarak.
Veya çocuklar gibi ölmeli işçiler; sessizce, bir çöp tenekesinin arkasına yok olacak kadar sığınmışken, hemen, oracıkta, aniden. Vücutlarının üçte biri bir demir parçası, bin katı bir şerefsizliğin soğukluğuyla. Aniden! daha anneleri inanmamışken ve dönen savaştan bağımsız; bambaşka, saçmasapan bir hareket yaparken.
İşçiler bizi bekletiyor. Yerin altında, manşetleri kirli bir akvaryum mutsuzluğuna ayarlı tutarak. Bedenleri bir kerede yutulsa da parça parça önümüze atarak, ve herkesi; değerli yetkilileri başlarında günlerce tutarak, yavaş, yavaş, yavaşşş!
İşçiler ayıp ediyor; yoğunuz, meşgul, stresli ve akşamdan kalma ve uykusuz… İşçiler kötü kokarak ve maden karası gözleriyle gözlerimize bakarak ölüyor. Soluksuzluğu kaşıklamayıp ekmekle sıyırarak, bize verdikleri rahatsızlıgın tadını çıkararak…